Vücudumuza herhangi bir virüs girdiğinde veya kanser hücreleri varsa, hücrelerimizin ilk tepkisi “İnterferon” adı verilen küçük proteinlerle onlara karşı savaş açmaktır. Bu proteinler hem “doğuştan” sahip olduğumuz hem de “sonradan kazandığımız” bağışıklıkta önemli rol oynarlar. Bağışıklık hücrelerimiz onlardan gelen direktifler doğrultusunda virüs veya kanserli hücrelere karşı savaş açarlar.
Bu bu proteinlerin 3 çeşidi var:
- Tip I (alfa ve beta) interferonlar
- Tip II (gama) interferonlar
- Tip III (lambda) interferonlar
İnterferonlar (IFN’lar), viral replikasyonun inhibisyonunda (virüsün çoğalmasının önlenmesinde) önemli bir rol oynarlar.
Ancak, SARS-CoV-2 yani yeni koronavirüsün sebep olduğu COVID-19 hastalık pandemisnde interferonlarla ilgili olarak çelişkilerle dolu raporlar yayımlandı. Kimisinde “hastalığın ilerlemesinin sebebi” olarak görülürlerken, kimisinde yapay interferonlar virüse karşı “ilaç” olarak ileri sürüldüler.
Ancak naçizane görüşüm odur ki, SARS-CoV-2 enfeksiyonun başlangıcında bu IFN’lar virüsün kontrol altına alınmasında önemli rol oynarlar (tüm viral enfeksiyonlarda olduğu gibi). Fakat, COVID-19 durumunun oluşmasından sonra doğal INF’lar veya ilaç olarak kullanılan sentetik INF’lar “yangına yakıt dökmek” gibi bir duruma sebebiyet verirler.
Konumuz olan COVID-19 ve İnterfonlara dönersek…
IFN’ler, “doğuştan gelen” ve “sonradan kazanılan” bağışıklık sisteminin önemli sitokinleridir (sitokinler, bağışıklık sisteminin belirli hücreleri tarafından salgılanan ve diğer hücreler üzerinde etkiye sahip olan interferon, interlökin ve büyüme faktörleri gibi herhangi bir protein veya petid molekülü).
Viral enfeksiyonlar sırasında hücrenin örüntü (desen) tanıma reseptörleri viral nükleik asitleri (DNA veya RNA) tespit eder ve IFN’lerin üretimini teşvik eder. Tip I, II ve III IFN’lerin ifadesi gelişigüzel değildir. Örneğin, IFN-alfa ifadesi doku spesifik olup, esas olarak dendritik (yabancı, antijen dediğimiz molekülleri sunan diğer bağışıklık sistemi hücrelerine sunan) hücreler, epitel hücreleri ve hepatositler (karaciğer hücreleri) tarafından üretilir.
SARS-CoV ve influenza (grip) virüsü akciğer alveolar epitel hücrelerini enfekte eder. Viral replikasyon devam ederse, sitopatik etkilerin (viral enfeksiyonun sebep olduğu hücre morfolojisindeki değişim) yanı sıra aşırı bağışıklık yanıt nedeniyle akciğer epitel hücreleri ölür. Epitel hücrelerinin çoğalması ve farklılaşması ile bu durumun üstesinden gelinir.
Ancak IFN-lambda, iyileşme için gerekli olan akciğer epitel hücre çoğalması ve farklılaşmasını bozar. Tip 1 interferonların ise bu tür negatif bir etkisinin olmadığı rapor edilmiştir.
COVID-19’da IFN’ların terapötik (ilaç) veya suçlu ajanlar olarak değerlendirilmesi için henüz erkendir. Bu konuda çelişkili sonuçlar rapor edilmesinden dolayı, SARS-CoV-2 enfeksiyonunda IFN’lerin akciğer patojenitesini anlamak ve kesin bir yargıya varmak için daha çok çalışmaya ve bulguya ihtiyaç vardır.
Kaynak:
- Type III interferons disrupt the lung epithelial barrier upon viral recognition
- Type I and III interferons disrupt lung epithelial repair during recovery from viral infection
- Impaired type I interferon activity and inflammatory responses in severe COVID-19 patients
- Interferon responses in viral pneumonias
- Seeking an Early COVID-19 Drug, Researchers Look to Interferons
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder