Amerika Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation, NSF) tarafından “Dünyayı Bilim Yolu ile Değiştirmek” raporunun 2. baskısı yeni yayımlandı (LINK).
Amerika taktir edersiniz ki “salak” bir ülke değil. Bir şekilde dünyanın en parlak beyinlerini ve girişimcilerini cezbediyor.
Bu raporu okuyunca Amerika’nın neden bilim ve teknolojinin merkezi olduğunu daha iyi anlayabiliyoruz: merak ve üretim.
Merak onları bilimde bir numara yaparken, üretim onları teknolojide bir numara yapıyor.
Merak; düşünce sınırlarının olmadığı, hiç bir tabu gözetilmeden bir konuyu anlama (ve tabi tartışma) ortamının sağlanması ile daha da uyarılırken, üretim ise bilimsel verilerden yola çıkarak iğneden ipliğe toplumun ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yaratıcı uygulamalarla oluyor.
Üreticiliğin olmazsa olmazı tabi sıkı bir “fikri ve sınai haklar” kanunu ve mevzuatının olması. Kimse kimsenin fikrini, zikrini ve tabi ürettiği ürünü kopyalayamıyor. Bu da, yaratıcılık ve girişimciliği getiriyor. Bu nedenledir ki, Amerika her yıl yaratıcı ve çığır açıcı buluşlara verilen Nobel Ödüllerini silip süpürürken, sadece teknolojik olarak ileri olan Güney Kore ve Japonya gibi ülkeler ise nal topluyor.
Her ne ise konumuza dönersek …
Ülkemizde temel bilimler (Fizik, Kimya, Biyoloji) patır patır kapanırken, Amerikan NSF’si bu tür alanlara proje desteğini arttırarak devam ediyor. Proje sahiplerinden hiç de bir ilaç veya alet geliştirmeyi beklemiyor.
Çünkü, NSF biliyor ki, bugünün araştırma ve buluşları yarının ürünlerine bir şekilde dönecektir. Hücreyi bilmeden kanserin nasıl geliştiğini, kanseri bilmeden kanser ilacını geliştiremezsiniz.
Ne yazık ki çoğu ülke yılları bulabilen böyle meşakkatli bir yolu seçeceğine, parası varsa doğrudan o ürünü alma yoluna gidiyor. Bu durum sadece ülkenin ekonomisini değil insan zihnini de zayıflatıyor.
Böylece, bir telefonun veya İnternetin nasıl çalıştığını merak edip benzer sistemleri geliştirecek bireyler yerine, kulağında akıllı telefon, önünde Facebook ekranına mahkum olmuş, entelektüellik ve gözünde hiç bir anlam göremediğin bireyler! Amerika’nın da ekseriyeti böyle olabilir. Hatta en çok evsiz en çok seri katil de bu ülkede olabilir. Ancak, sağladığı ortamla en azından bilim insanı ve girişimcisi tüm toplumu (bazen dünyayı) peşinden sürükler.
İşte size NSF başkanının bu raporda söyledikleri:
NSF’nin yıllık bütçesinin yüzde doksan üçü, çığır açan temel araştırmalara, STEM (yani Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) eğitiminine ve STEM işgücünün gelişimine ayrılmaktadır. Bilim ve mühendislik çalışmaları, ABD ekonomisinin güçlü ve rekabetçi kalmasını sağlar.Misyonuna sadık kalan NSF, ulusun bilim ve teknolojide önemli bir küresel aktör olarak kalmasını ve sürekli bir keşif ve inovasyonla ön saflarda yer almasını sağlıyor.France A. Córdova (NSF Direktörü)
NSF’ın misyonunda şunlar yazılıdır: “Bilimin ilerlemesini teşvik etmek; Ulusal sağlık ve refah ilerletmek, milli savunmayı güvenceye almak“.
Rapordan bir başka paragraf:
Temel araştırmalar mümkün olanın sınırlarını zorluyor ve etrafımızdaki dünyayı daha derin bir anlayışa kavramamızı sağlıyor. Ulusal Bilim Vakfı (NSF), tüm bilim ve mühendislik (S & E) alanlarındaki sorulara cevaplar için özenli bir çaba sarf etmektedir.
İşte size sayılarla NSF:
NSF’in araştırma ve eğitime ayırdığı %93’lük bütşenin büyük kısmını götüren Biyoloji için NSF raporunda şöyle denilmektedir:
NSF’nin Biyolojik Bilimler Direktörlüğü (BIO) tarafından desteklenen temel araştırmalar, insanların ve diğer hayvanların, bitkilerin ve bir dizi mikroorganizmanın birbirleriyle nasıl e birbirleriyle nasıl etkileştiklerini ve çeşitli çevresel koşullara nasıl tepki verdiklerini ve bunlara nasıl uyum sağladıklarını anlamaya çalışır.BIO destekli araştırmacılar, Dünya’daki yaşamın nasıl geliştiğini ve çeşitlendiğini belirleyen temel kuralları anlamaya çalışırlar. Biyologların çalışmaları hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi, tarım uygulamalarının iyileştirilmesi ve doğal kaynakların korunması için yeni yollara götürür.Teknoloji ile dönüştürülen biyoloji alanı “Büyük Veriler” in de dahil edilmesi ile, yeni atılımların eşiğinde durmaktadır. Bu da, Bilim ve Mühendsilik alanlarındaki araştırmacıları meşgul etmektedir. NSFBIO , biyolojik bilimleri ilerletmek için gereken altyapıya, araçlara ve teorilere yatırım yapar ve ABD’nin keşfin ön safında kalmasını sağlar. NSFBIO tarafından finanse edilen araştırmalardan elde edilen sonuçlar insan sağlığını, gıda güvenliğini, biyoçeşitliliğin korunmasını ve daha fazlasını sağlayarak biyolojiyi 21. yüzyılda yenilik için bir motor haline getirmektedir.
Eh. bunun üzerine artık ne söylenebilir… Umarım “parası bol, beyni boş” ülkelerden biri olmayız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder