Aşağıda bilim dünyasının iki “Top” dergisine göre bu yılın “Breakthroughs” yani “Çığır Açıcı Buluşlar”ı var. Bir fikir vermesi için bu iki derginin neden “Top” olarak kabul edildiğine bir bakalım: Nature ve Science. Dilimize çevirirsek bu bu iki derginin adı “Doğa” ve “Bilim“
Bilim camiasının araştırma sonuçlarını yayımladıkları yaklaşık 15,000 dergi var. Bunların % nerede ise 99’unun Etki Değeri (Impact Factor) 0 ila 10 arasında. Ancak, bu iki derginin Etki değerleri 30 ila 40 arasında.
Science daha çok Fizik ağırlıklı, Nature ise daha çok Biyoloji ağırlıklı makaleler yayınlıyor. Ancak, bu iki dergide birçok farklı konuda da (sosyal bilimler, arkeoloji, linguistik ve daha birçok alan) yayınlar yapılıyor.
Bu iki dergi hakkında diğer ilginç bir şey Noel hariç her hafta çıkıyor olmaları. Yani yılda 55 sayı! Halbuki diğer dergiler genel olarak aylık veya 2, 3 veya 4 ayda bir yayımlanıyorlar.
Bilimdeki büyük buluşlar ve diğer dergilerin cesaret edemediği radikal bilimsel hipotezler de bu dergilerde yayımlanabiliyor.
Bu ünlü dergilerde yayın yapmanın dayanılmaz cazibesi, bazı bilim insanlarının olamayan şeyleri varmış gibi gösteren bilimsel çarpıtmalara dayalı yayınlara da zorlamıyor değil. Dolayısı ile, bilim dünyasının “kıblesi” gibi görülen bu iki dergi, aynı zaman bazı makalelerin bilimsel sahtekarlıktan geri çekildiği (retraction) kötü üne de sahipler…
her ne ise …
Bu dergiler tarafından seçilen “Yılın Buluşların”a geçelim (Yorumlar bana aittir!).
Önce Science‘in “Breakthroughs”ları …
1. Kozmik Birleşme
İki nötron yıldızının birleşmesi 17 Ağustos’ta binlerce gözlemciyi ve dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarını büyüledi: Yaklaşık yüz otuz milyon ışık yılı uzaklıktaki iki nötron yıldızının muazzam bir patlama ile birbirlerine sarmalanması, gama ışını dedektörlerinden telsiz teleskoplarına kadar bir seri araçla belirlendi. Patlama, birkaç kilit astrofizik teoriyi doğruladı. Birçok ağır elementin bir doğum yerinin olduğunu ortaya koydu. Ve genel görelilik teorisini daha önce hiç olmadığı gibi test etti.
Yorum: Dediğim gibi. Science fizik alanını çok seven bir dergi. Dolayısı ile yılın buluşunu bu alandan seçmesi sürpriz değil! Elde edilen veriler ve insan hayal gücü ile oluşturulmuş henüz çok spekülatif bir şey! Bir süre sonra yanlışlanırsa şaşırmayacağım… Ancak Nobel Ödülleri verildi bile!
2. Atomik seviyede hayat
Dondurmaya dayalı elektron mikroskopu (bu yılın Nobel Kimya Ödülünü aldı), yani cryo-EM molekülleri suda hareketsiz halde tutmak için sıvı etan kullanır. Araştırmacılar daha sonra onları bir elektron mikroskopu altında görüntüler ve görüntüleri sıralamak ve verileri tutarlı bir yapıya toplayabilmek için bilgisayar programları kullanırlar. Yapısal biyolojinin altın standardı olan x-ışını kristalografisinin aksine, cryo-EM hedef moleküllerin kristalleştirilmesini gerektirmez. Tekniğin kökleri yıllar öncesine dayanıyor.
Yorum: Morfoloji yani yapı her zaman işlevi tam açıklamaz. Ancak, kristalografi gibi zor ve zahmetli bir işi daha pratik hale getiren bir teknoloji…
3. Homo sapiens ‘in daha derine uzanan kökleri
Fas’ta bir mağaradan bulunan insan kafatası, türümüz Homo sapiens‘in fosil kayıtlarını geriye itti ve bu yıl modern insanın kökeni çalışmalarına enerji verdi. Kafatası Etiyopya’daki fosillerden yaklaşık 100.000 yıl daha yaşlı.
Yorum: Şayet böyle ise, bizim gibi olan ilk insan Doğu Afrika’da değil, Kuzey Afrika’da yaşadı.
4. Nokta atışı hassasiyete sahip gen düzeltme
60.000’den fazla genetik yanlışlık insan hastalıklarıyla bağlantılı. Bunların yaklaşık 35.000’ine küçük hatalar sebep oluyor: genomda belirli bir noktada sadece bir DNA mektubunda bir değişiklik. Bu yıl, araştırmacılar böyle nokta mutasyonlarını düzeltmek için baz bir metot geliştirdi. Bu baz (DNA ve RNA’nın harfleri) düzenleme 2012’de güçlü bir laboratuar aracı olarak keşfedilen “moleküler makaslar” olan CRISPR-Cas sistemini kullanmakta.
Yorum: gerçekten de “nokta atışı veya vuruşu hassasiyette” mümkün olursa, birçok hastalığı embriyonik hücrelerden dolayısı ile doğacak bireyden silebiliriz… Bu çalışma ile, Aziz Sancar’ın yıllar önce keşfettiği ve bunun için Nobel Ödülü aldığı DNA tamir mekanizmasını kendimiz tüpte hücrelerimize uygulayabiliriz. Ancak, bunu sadece erken embriyonik safhada (yani hücreler heniz farklılaşmadan) yaparsak bir değeri olur. bebek oluşmaya bir başlayınca, bunun hiç bir uygulaması kalmaz…
5. Geniş yelpazeli bir kanser ilacı: Pembrolizumab (veya diğer ismi ile Keytruda)
İlaç melanoma ve bir seri tümör tipinin tedavisi için zaten onaylanmıştı. Gelişmiş tüm solid tümörler için reçetelendirilebiliyor. Ancak bir şartla: Kanser hücreleri “uyuşmazlık tamir eksikliği” yada İngilizce adı ile “mismatch repair deficiency” taşımalıdır. Bir “bağışıklık kontrol noktası inhibitörü” olan bu ilaç bu tür tamir eksikliği olan tümörleri eritiyor ya da en kötü ihtimalle onların ilerlemesini durduruyor.
Yorum: “Bin bir yüzlü” kanser yine bir yolunu bulur.
6. 2.7 milyon yıl önce dünyamızın atmosferi
Araştırmacılar 2.7 milyon yıl önce donan Antarktika bir buzulu keşfettiler. Bu, önceki herhangi bir buz örneğinden 1.7 milyon yıl daha eski. Dolayısı ile gezegenmiz iklim tarihi 1 milyon yıl daha geriye giderek anlayabileceğiz.
Yorum: son 100 yılda 1 milyon yıla eşdeğer bir atmosferik bozulmayı nasıl sağlamışız belki daha iyi anlarız…
7. Gen tedavisi zaferi
Araştırmacılar ölümcül kalıtsal bir kas-sinir hastalıkla doğan bebeklerin hayatlarını kurtardıklarını bildirdiler. Burada ana araç, gen terapisinde hedef hücrelere genlerin aktarılması için yaygın olarak kullanılan adeno-ilişkili virüs (AAV) adı verilen zararsız bir virüstür. Omur nöronlarına eksik bir gen bu yöntemle eklenmiştir. By yapılmasaydı bebekler 2 yaşından önce öleceklerdi. Araştırma, aynı zamanda daha kapsamlı bir kilometre taşına da işaret ediyor: beyne ve omuriliğe kan yoluyla taşınan patojenlerden ve toksinlerden koruyan zarın bir ötesine bu yeni geni aktarmış oldu. Bu özellik, diğer sinir hasarı hastalıklarında tedavi için gen terapisini kullanma kapısını açabilir.
Yorum: Gen tedavileri henüz emekleme aşamasında ve bir ton bilinmeyen var. Hem hastalıklar hem de kişiye özgü yönler. Kliniğe gelmesi ve yaygın kullanımı zaman alacaktır.
Kaynak: Science
Şimdi de Nature dergisinin 2017 “Breakthroughs”ları…
Henüz yayımlanmadı! Yayımlanınca burada olacaklar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder