Scientia, Fortitudo et Virtus (Bilgi, Cesaret ve Fazilet)

29 Temmuz 2015

Dünyanın En Zeki Çocukları- Bilginin kölesi mi, yoksa sahibi mi olmak!

Kısaca PISA Testi olarak bilinen ve 3 yılda bir tekrarlanan OECD'nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı, 15 yaşındaki öğrencilerin Matematik, Fen ve Dil Bilgisindeki skolastik performansını ölçmektedir. Bu konuyu ele alan yeni ve ilginç bir kitapta “The Smartest Kids in the World: And How They Got That Way (Dünyanın En Zeki Çocukları: Nasıl Öyle Oldular?)” Amanda Ripley ilgili ülkelere gidip onların eğitim sistemini detayları ile incelemiş ve öğrencilerin neden başarılı veya başarısız olduklarını anlamaya çalışmıştır.

Bunun için Matematik, Fen ve Dil Bilgisi testlerinde dünyada en yüksek skorları alan iki ülkeyi özellikle karşılaştırmıştır: Finlandiya ve Güney Kore.


ABD öğrencilerinin matematikteki dünya sıralamasının 26, fen sıralamasının 17, dil eğitimi, okuma ve anlamada 12. sırada olduğu bu listeye göre, Finlandiya ve Güney Kore öğrencileri nasıl oluyor da birinci ve ikinci sırada bulunmaktadırlar?


Aslında her iki ülkenin eğitim sistemi neredeyse birbirinin zıttı: Güney Kore’de “düdüklü tencere” modeli, Finlandiya’da ise “muhakeme etme” modeli uygulanmakta.


Yani, Güney Kore’de öğrenciler günün hepsini çalışmakla geçirmekte, anne-babaları, öğretmenler, özel eğiticiler tarafından her konuda sürekli ve hummalı bir çalışma içine sokulmaktadırlar. Diğer bir deyimle, tencereye her türlü şey atılmakta (buna bilgi denirse!) ve basınç altında kaynatılmaktadır. Bu, bazı yönleri ile ülkemizdeki eğitim modeline benzemektedir.


Finlandiya’da ise “ne kadar öğrendin?” değil hayal etmeye dayalı “neyi, niçin öğrendin?” önemli olmaktadır. Finlandiya için diğer önemli bir tespit ise, üniversite sınavlarında öğretmenlik bölümlerine girmenin tıp fakültesine girmekten daha yüksek bir puan gerektirdiği ve öğretmenlerin toplumun en yüksek gelirli çalışanları arasında olmasıdır.

Taklitlerinin orijinallerinden daha iyi yapıldığı bu uzak Asya ülkelerindeki yüksek ekonomik performansa rağmen, neden Nobel Ödülü alacak derecede orijinal keşifler yapılmadığını (yapılamadığını) ve bu ödülleri PISA testinde oldukça alt sıralarda olan ülkelerin (ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, hatta İsrail) her yıl süpürüp götürdüğünü merak ettiniz mi?

Pluto!

Yaklaşık 10 yıl önce (2006 yılnda) NASA dört tekerli bir bebek arabası büyüklüğündeki uzay araştırmaları aracı New Horizons’ı (Yeni Ufuklar) gezegen sisteminin dışında bulunan soğuk donmuş bölgeyi keşfe gönderdi.
 
New Horizons, 2007 yılında Jüpiter’in atmosferine yakın geçerken, bu gezegenin yüksek çekim kuvvetinin etkisi ile savrularak Pluto’ya doğru yol almaya başladı.
 
14 Temmuz 2015 (dün) itibarı ile bu araç bu karanlık bölgenin en büyüğü olan Pluto’ya en yakın mesafeden geçti (yaklaşık 10,000 km) ve hala gezegen olup olmadığı tartışılan Pluto’nun en berrak fotoğraflarını gönderdi…(Foto!)

 
Dünyamıza yaklaşık 5 milyar km uzakta olan Pluto’nun yüzeyi tamamen donmuş azot ve metan kaplı ve yüzey ısısı yaklaşık -130 oC olarak kaydedildi. Araştırmanın “gezegenlerin oluşumu” konusuna büyük katkı sağlayacağı beklenmektedir.
 
1800’ün başında Amerika kıtasının ayrıntılı coğrafik yapısını keşfetmeye çıkan Amerikan bilim insanı, bugün dünyamıza 5 milyar km uzaktaki Puto’nun nasıl bir gezegen (veya gerçekten gezegen mi) olduğunu araştırır hale gelmiştir.  Ne diyeyim.. Darısı kısır döngü içinde boğulmuş ülkemin bilim insanlarının başına…

Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2015

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2012 yılından beri uygulanan Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 5 boyuttan ve bu 5 boyut altında 23 göstergeden oluşmaktadır.
Ana göstergeler:
• Öğretim elemanı bazında: yayın sayısı, atıf, proje, ödül, lisansüstü mezun sayısı
• Fikri mülkiyet: patent, tasarım
• İşbirliği: üniversite-sanayi proje sayısı, dolaşımdaki öğretim elemanı/öğrenci sayısı, uluslararası işbirliği
• Girişimcilik: inovasyon ve girişimcilik konularındaki ders sayısı, teknoloji transfer ofisi, teknopark
• Ekonomik katkı: ürünün ticarileşmesi, kurulan firma sayısı
Bu ana göstergeler ve diğer yan göstergeler göz önüne alınarak her yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilk 50’ye giren üniversite ve teknoloji enstitüsü açıklanmaktadır.
Her şeyi göstermese de, bu tür derecelendirmeler kurumların tanınırlığından, büyük projeler almalarına ve başarılı öğrenciler tarafından tercih edilmelerine kadar bir seri etkide bulunurlar. Diğer bir deyimle, “kötü bir standart, standartsızlıktan iyidir”.
Son söz: İlk 50’ye ucundan (sondan) giren üniversitelerin bile bunu övünç kaynağı yapıp web sayfalarında vermelerinin absürtlüğünü kabul edersiniz.
Takıma sormuşlar:
– Turnuvada kaçıncı oldunuz?
– Üçüncü.
-Peki kaç takım turnuvaya katıldı?
-Üç.
Link: Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2015 (ÖSYM sınav sayfasında verilmiştir! Dolayısı ile öğrenciler üzerindeki etkisini düşününüz…)
Bu arada, ülkemizin AR-GE potansiyeli ve araştırmacı sayısı konusunda da ilk ağızdan (Sanayi Bakanı) bilgilendirilmiş bulunuyoruz.
        2002                 2013
Akademisyen     74000              142000*
Bilimsel yayın     8995               26259
Patent başvuru      414                4869*
Ar-Ge personeli 28964             112969
Üniversite sayısı     76                  193**
Teknopark sayısı      2                   61**
Ar-Ge merkezi sayısı –              192**
Teknoloji transfer ofisi –           34**
* 2014 verisi, ** 2015 verisi.